Bugun...


DEVLET BAHÇELİYE SUİKAST
Rauf Atilla Polat ın yazısı.

DEVLET BAHÇELİYE SUİKAST
+ -

DEVLET BAHÇELİ'ye SUİKAST...
Rauf Atilla Polat -





ŞU DÖNEMDE YAPILABİLECEK EN BÜYÜK GİRİŞİM BAHÇELİ'YE KARŞI BİR SUİKAST...


 


OLABİLİR DEĞİL...OLDU..VE TUTMADI..VE HALA DEVAM EDİYOR...”


 


Ölümünden 10 gün önce;


 


''Yüzüme melek gibi bakarsınız,


 


Arkamı dönünce saraylarım olsa yakarsınız,


 


Size ne demeli, insan olun...''


 


....devamla...


 


''Türkiye ajan kaynıyor...


 


Parti'de negatif bir tazyik var, hoş olmayan şeyler oluyor,


 


Menfaat güdenler var...'' demişti.


 


***


 


Türkiye'nin suikastler tarihinde hemen hemen birçok siyasi liderin ölümüne şüphe ile yaklaşılır. Bunların içerisinde suikast olarak değerlendirilmeyen tek vefat ise Başbuğ Alparslan Türkeş'in vefatı'dır...


 


28 Şubat'ın buhranlı günlerinde en serinkanlı ve mantıkla hareket eden lider Türkeş'ti.


 


Cemaatlerle diyaloğu çok iyidi. Tecrübesiyle Türk-Kürt kavgasını durdurabilecek bir güce sahipti. Ve TSK ile ilişkileri en iyi olan liderdi.


 


Yalnız o dönem de Alparslan Türkeş'in çizmiş olduğu portre, Hilmi Özkök ve İlker Başbuğ gibi demokrasi'den yanaydı.Ve bu tavır 28 Şubatçılar için hiçte iyiye işaret değildi.


 


Hiçbir zaman 28 Şubat projesinin içerisinde yer almadı. Almakta istemiyordu. Planlanan Haziran fırtınasına destek olmuyor, parti içindeki gençleride kullandırtmıyordu.


 


Bildiğiniz üzere, Özal'ın ölümünün arkasındaki sır içtiği bir limonatada gizliydi. Ve o limonatayı Özal'a içiren kadın veya ikram eden kadın o günden sonra bir daha piyasa da gözükmedi.Yaşayıp, yaşamadığı da bilinmiyor...


 


Başbuğ Türkeş'te Ankara'da katılmış olduğu bir törenin ardından araba ile dönerken 'birden yüzü sararıyor, nefesi sıkışıyor ''pencereleri açın daraldım diyor'' ve hastanedeki doktorun ağzından ''Türkeş hastaneye getirildiğinde kalbi durmuştu'' cümleleriyle ebediyete iltihak ediyordu.


 


***


 


Muhsin Yazıcıoğlu, kendi içlerine sızanlar için ''bizim tarlayı çok önceden sürmüşler'' cümlesini kullanmıştı.


 


Yazıcıoğluna birçok kez suikast girişimi olduğu malumunuz.


 


Vefat ettiği yıl ise bir başka açıdan önemliydi.


 


Hem eylem planlarının devreye sokulduğu dönem, hem de Muhsin Başkan'ın Ergenekon ekibi hakkında bildiği birçok bilginin varoluşu.


 


Vefatının ardından çantasının ve bazı kartların hala daha bulunamadığını da unutmamak gerek. Ayrıca Barnabas İncili hakkında yaptığı çalışmada gözden çıkarılmamalı.


 


Helikopter düştükten 2 saat sonra yeri tespit ediliyor ''hazırlanın kurtarmaya gidiyoruz komutunun ardından, arama iptal emri ile Yazıcıoğlu'nun dar-ı bekaya irtihali'de böylece gerçekleşmiş ve karanlık kurul amacına ulaşmış oluyordu.


 



***


 


Evet, tüm bu anlatılanların Devlet Bahçeli ile ne alakası var diyebilirsiniz.


 


Sabredin geliyoruz...


 


Türkeş'in vefatından önce söylemiş olduğu ''partide negatif bir tazyik var'' cümlesi ile çok ilişkisi var; Bahçeli'ye karşı yürütülen gizli harbin...


 


MHP, Türkeş'in ölümüne yakın çok ciddi bir potansiyele sahipti. Giderek gücü artıyor, iktidar ortağı olmasına kesin gözü ile bakılıyordu. Nitekim Türkeş'ten sonraki ilk girdiği seçimde de yüzde 18 gibi bir oy almış ve iktidar ortağı olmuştu.


 


O süreçte parti içinde ki bazı karanlık şahısların Türkeş'e karşı negatif duruşlarının olduğunu bilmeyen yok.


 


Nitekim o dönem de Başbuğ'un sağ kolu konumundaki Rıza Müftüoğlu'da ''ben Türkeş'in ölümünden şüphe duyuyorum'' diyerek vefat ile ilgili değerlendirmesini yapmış ve araştırılması gerektiğini ifade etmişti.


 


Ne yazık ki ne Özal'ın ne de Türkeş'in vefatının ardından herhangi bir araştırma girişiminde bulunulmadı.


 


Nitekim Ecevit'e düzenlenen suikast'te raporlarla ortada.


 


Medyada fazla açıklanmasada o dönemde Ecevit'e karşı düzenlenen bu girişimin öncüsünü hastaneye sevk ettiren sürecinde bilinmesinde fayda var. Ancak o konu çok uzun olduğu içi bir başka yazıya devretmemiz iktiza etmekte.


 


*


 



Öncelikle şunu belirtelim;


 


Şuan da Türkiye'de ve dışarıda Tapınakçı-Ergenekoncu yapının MHP'nin başında olmasını istemediği tek lider Devlet Bahçeli'dir...


 


Neden mi?


 


Çünkü diğer siyasi parti liderlerinin altında kullanılacak oturmuş bir gençlik teşkilatı yok.


 


İstedikleri zaman sokağa salabilecekleri bir yapıya da sahip değiller.


 


Devlet Bahçeli ise 12 yıldır Türk ülkücülerinin kullanılmasına müsaade etmedi. Ve etmiyor.


 


Ve MHP şuan da, tıpkı Türkeş'in vefat ettiği dönemdeki gibi yükselişte ve bir takım beklentileri olan isimler öne çıkmaya çalışıyor ve Bahçeli'nin koltuğuna gözlerini dikmiş durumdalar.


 


Ayrıca o koltukta kaldığı müddetçe MHP'nin kullanılamayacağını dış mihraklar çok iyi biliyorlar. 


 


Özellikle Türk-Kürt kavgası için yapılacak en önemli girişim Devlet Bahçeli'ye karşı düzenlenebilecek bir suikast'in olduğununda farkındalar...


 



İlker Paşa'nın örnek aldığı siyasetçilerin başında gelen Gündüz Aktan'ın ölümünün 'detaylarına fazla girmeden''
şu dönemde yapılabilecek en büyük girişim Bahçeli'ye karşı bir suikast...


 


Olabilir değil...Oldu..Ve Tutmadı..Ve hala devam ediyor...


 


Açalım...


 


Devlet Bahçeli'ye karşı düzenlenecek olan bir suikast planının olduğu yönünde bazı bilgiler var. Zannediyorum bu bilgiler Devlet Bahçeli'nin de bilgisi dahilinde.


 


Bahçeli, CIA-Ergenekoncularının istediği şekilde hareket etmediğinden dolayı hedef tahtasına oturtulmuş durumda.


 


Hem küresel arenada hem de Türkiye'de sıkışan bu tapınakçı yapının azmış bir şekilde planlar yaptığını ve bu planları sadece içte değil, dışarıdan birebir temasla ülkeyi kaosa sürüklemek için harekete geçmeleri bahis-mevzu olmayabilir diyenler olacaktır. Ama durum öyle değil.


 


2010 çok zorlu ve ızdıraplı bir yıldır. Özellikle bu yılın son aylarına dikkat etmek gerekiyor. Hedefte 2011 seçimi ve Köşk var.


 


*


 


Bahçeli, bu tapınakçı yapıya ilk darbesini teşkilat içerisindeki bazı isimleri temizleyerek vurmuştu. O günden sonra Bahçeli'yi PKK'lı bir militana öldürteceklerdi. Suikast için düğmeye basıldı. Birçok deneme girişiminde bulunuldu. Çok şükür ki, bu girişimlerin hepsi berheva edildi.


 


MHP lideri ikinci darbesini ise sükûnetin devamı adına Ülkü Ocaklarına gönderdiği genelge ile yaşattı. Yine o dönemde de bir suikast girişiminin önüne geçilmişti....


 


Peki bundan sonra ne olacak?


 


Ne yazık ki, bu suikast tehlikesi bitmiş değil ve hala Bahçeli hedefte...


 


Bahçeli ile birlikte devletin bir numarası da hedef tahtasına oturtulmuş durumda.


 


Seçime kadar tansiyonu artırmak için elinden gayreti gösterecek olan bu mihraklar, eğer hedeflerine ulaşırsa bırakalım Türkiye'yi Ortadoğu'da kan gövdeyi götürecektir... İlk hedefte bu dur.


 


Çünkü İsrail bu gidişattan hiç memnun değil...


 


Nitekim geçen ay Ankara'da dolaşan Washington'un İsrail'li conisi, ABD'ye dönerken pek sevinçliydi...


 




Bu haber 2500 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
FOTO GALERİ
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
SON YORUMLANANLAR HABERLER
SON HABER YORUMLARI
Tevfik kum
17-12-2023 14:33:00

Çokbeyeniyorum
ozguraytar063@gmail.com
08-12-2023 11:24:00

Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun
Erdal özdemir
15-10-2023 21:32:00

Allah rahmet eylesin

Erdal özdemir
15-10-2023 21:31:00

Allah rahmet eylesin
Gungor sen
31-08-2023 17:16:00

Adam gibi adamsın.slm olsun
Seydi Ahmet YAVUZ
22-06-2023 20:26:00

Allah rahmet eylesin, Mekânı Cennet olsun
Nurettin Yağdıran
22-06-2023 16:52:00

Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun
Allah kabrini cennet eylesin
21-01-2023 11:10:00

allah kabrini cennet eylesin
YUKARI