Afyonhaber köşe yazarlarından Süleyman Güdül 33 yıllık aynı yerde ikamet etmesine ve her seçimde aynı adreste oy  rağmen muhatrının uyarması sonucu adres kaydının silidiğinin farkına varıyor. Yapmış olduğu araşırmada skandal sayılacak bir gerçekle karşılaşıyor.Süleyman Güdül "Belediyede, Nüfusta ve Seçim Kurulunda yaptığım bir şifahi araştırmada, kayıtları silinenlerin %90 muhalefet partilerinden, %10 da  eskiden  AKP.li olup da diğer partilere gidenlerden müteşekkilmiş." diyerek yazdı.

Süleyman Güdül'ün Afyonhaber sitesinde yayınlanan KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ adlı yazısını sizlerle paylaşıyoruz..

KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ

Bu milletin çoğunluğu gazete okumayı ve akşamları haber bültenlerini televizyonlardan dinlemeyi kendilerine eziyet olarak görmekte.

Ama, evlenme programlarını seyretmeyi de, en büyük zevk olarak görmekte ve keyif almaktalar. Halbuki, o programları seyretmek,  insanın geleceğini tayin etmemekte.

Buda şunu açıkça gösteriyor ki, insanlar laik oldukları şekliyle yönetilirler. Çünkü,  toplum yararını savunan gazeteleri okumayan ve akşamları televizyonlardan günlük haberleri takip etmeyenler, her zaman kör ve sağır olarak birilerinin hizmetkarları olarak yöneltilirler.

İnsanlar devlete ve milletine ve hatta ailesinin geleceğine yönelik olarak, hareket etmeleri gerekmektedir. Bu da ancak, ülkede nelerin olup bittiğini bilmekle olur. Kulakların tıkanması ve gözlerin kapanmasıyla olmaz.

Hayata bu tür bakanlar, her zaman birilerinin kuklası olarak, onların söylediklerini aynen  uygulayarak, hayatlarını idame ettirirler.

Halbuki her gün, ülke ve vatandaş yararına yayın yapan gazeteleri okusalar ve akşamları da televizyon haberlerini takip etseler, işte o zaman başkalarının kendilerini yönetmelerine müsaade etmez ve kararlarını kendi düşüncelerine göre verirler.

Yakında seçimler geliyor. İşte kulakları tıkalı, gözleri kör olarak gazete okumayan ve televizyon haberlerini takip etmeyenler, yine sandık başına giderek şu cümleyi telaffuz edeceklerdir “Bizim partiye verdim”. diyerek işin içinden sıyrılmış olacaklardır.

Peki sonuç ne olacak ?, işte o kulakları tıkalı ve gözleri kör olarak ülkede ne olup bittiğini bilmeyen, sadece inandıkları insanın renkli sözlerine kananların yüzünden birçok kişi yine sefaleti yaşamaya devam edecektir.

Bu tür davrananlara birkaç söz etmek istiyorum;5 yıl içinde Türkiye’nin dışarıya ne kadar borçlandığını biliyor musunuz ?.. Tabi, gazete okumaz ve televizyon izlemeseniz nereden bileceksiniz. Ancak sizi kandıranların söylediklerine inanırsınız.

Kulaklarını aç iyi dinle. Türkiye, tam 5 yıl içinde dışarıya  120.5 milyar dolar borçlanmış.  5 yıl öncede 170 milyar dolar borç batağına batırılmış.. Böylece toplam tam 290,5 milyar dolar Türkiye dışarıya borçlanmış…Bu borcun sahipleri de bizleri yönetenler değil bu ülkenin vatandaşları, yani sizlersiniz. Sizlerin çocukları ve hatta onlarında çocukları.

Bizleri yönetenler teker teker dolay milyoneri olurken, maalesef bizim ülkemiz durmadan borç batağına batmış. Ülke borç batağına batarken, onlar nasıl dolar milyoneri olmuşlardır ?, bunu sorun. Öyle “Bizim partiye verdim” demekle, vebalden kurtulmak ve bu borçtan kurtulmak olmuyor. Yarın borcu istediklerinde karşı koyamazsında. Tıpkı istiklal savaşında süngüyle alamadıklarını şimdi para ödeyerek aldıkları gibi, onlar tahsilatı yapmanın yöntemini de bulurlarda, ülke çoktan elden gitmiş olur. Bizi bu borç batağına batıranlarda çoktan Amerika’daki çiftlik evlerinde, sefalarını sürmeye başlamış olurlar. Onların umurlarında bile olmaz, bu ülkenin borçları.

Birkaç misal daha vermek isterim. AKP hükümeti her seferinde ülke genelinde büyük işler yaptıklarından bahsediyorlar. Başarılarını övgülerle halka anlatıyorlar. Açılışlar yapıyor. Peki bu kadar başarı varsa,  AKP. nin belediyeleri neden büyük borçlar içindedir. Bugün İstanbul belediyesi  197 milyon dolar, Bursa belediyesi 110 milyon dolar, Kayseri belediyesi 101 milyon dolar ve daha birçok belediyeler borç batağında.

Ülke borç batağına gömülmüşken, nasıl oluyor da ülkede güzel işler yapıldı deniyor ?, nasıl oluyor da “Bizim partiye verdim” demekle vatandaşlık görevi ifa ediliyor, bunu da anlamak zor.

İktidar işsizlik Fonu diye bir Fon yarattı ve bu fonda  60 milyar lira topladı. Ama sadece 3.7 milyar doların işsizlere verildiği ve diğer kalan kısmının da iktidarca ortadan buharlaştırılmış olduğunu, gazeteler günlerce yazdı. Gözü kör kulağı tıkalılar, “Bizim partiye verdim” diyenler, bunu hiç duydunuz mu?.

Devlet partilere seçimlerde kullansın diye parti yardımları yaparken, maalesef  iktidar partisinin seçimlerde bu fonlardan para kullandığını da vatanının seven ve vatandaşını düşünen gazeteler yazdı. Ama satılmış, taraflı gazeteler yazmadı.

Gelin  “Bizim partiye verdim “ demeyi ortadan kaldıralım. Seçimlere kadar evlerimize gazete alıp, televizyonların haber saatlerini kaçırmayarak, ülkede neler oluyor diye bilgi sahibi olarak, yapılacak seçimlerde sandık başına gidelim. Artık birilerini zengin etme yerine vatandaşımızı sefaletten kurtarmanın oyunu atmaya bakalım.

Şu an yapılan açıklamalar göre, Türkiye genelinde 2 milyon kişi sandıklarından silinmiş ve onların yerlerine başkaları yazılmış. 

Mezardakiler ve yurt dışlarında olanların birçok haneye yazılmış oldukları, muhtarlıklarca dile getirilmekte.. Hane sahipleri ise kendi hanelerinden silinmiş. Bu mağdurlardan biride benim.

33 yıldır kendi mülkümde oturmaktayım ve tüm seçimlerde aynı yerde oy kullandım. Ama, bu seçimde muhtarım beni uyardı. “Senin kaydın ailece silinmiş, apartmanınıza başkaları kaydedilmiş” dediğinde şaşırmadım. Burası Türkiye, her türlü hokkabazlık olur bu ülkede. Bu siyasi partiler Kanunu ve seçim yasaları bu şekilde olduğu müddetçe.

Belediyede, Nüfusta ve Seçim Kurulunda yaptığım bir şifahi araştırmada, kayıtları silinenlerin %90 muhalefet partilerinden, %10 da  eskiden  AKP.li olup da diğer partilere gidenlerden müteşekkilmiş.

Tüm partilerin, bu konuya çok hassasiyet göstermeleri gerekmekte, yoksa umdukları dağlara kar yağacak.

Benden söylemesi...

SÜLEYMAN GÜDÜL/AFYONHABER