Bugun...


ORUÇ REHBERİ
Oruç kelimesi Arapça’da, “sıyam” veya “savm”dır ki, nefsi tutmak ve engellemek manasınadır.

ORUÇ REHBERİ
+ -

Orucun Tarifi


Orucun Lügat ve Istılahî Manası


Oruç kelimesi Arapça’da, “sıyam” veya “savm”dır ki, nefsi tutmak ve engellemek manasınadır.


Istılahta ise oruç, ikinci fecirden başlayarak güneşin batışına kadar yemekten, içmekten ve cinsel ilişkiden nefsi tutmak demektir. İkinci fecir, takvimlerde “imsak” diye belirtilen vakittir.


Orucun Farz Kılınışı


Ramazan orucu, hicretten bir buçuk sene sonra şâban ayının onuncu günü farz kılınmıştır.


Orucun Farz Oluşunun Delilleri


1- Kur’ân’dan Delili:


يَآ اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَۙ .


“Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Umulur ki Allah’a karşı gelmekten sakınırsınız.” (el-Bakara, 2/183)


فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُۜ


“…Öyle ise içinizden kim bu aya (ramazana) ulaşırsa onu oruçla geçirsin…” (el-Bakara, 2/185)


 


2- Sünnet’ten Delili:


Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "İslâm beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Kâbe'yi haccetmek, ramazan orucu tutmak." (Buhârî, Îman 1)


3- İcmâ’dan Delili:


Sahâbe, Tâbiîn ve sonraki ehl-i sünnet ulemâsı orucun farziyeti üzerinde ittifak etmiştir.


Orucun Çeşitleri


Oruç; farz, vacip, nafile ve mekruh çeşitlerine ayrılır.


1- Farz Oruçlar: Farz oruçlar vakit bakımından belirli ve belirsiz diye ikiye ayrılır.


a) Belirli farz; ramazan orucudur.


b) Belirsiz farz; kazaya kalan ramazan ayına ait oruçlarla, keffaret oruçlarıdır. Belirsiz olan farz oruçlar, oruç tutmanın mubah olduğu günlerin herhangi birinde tutulabilir.


2- Vacip Oruçlar: Vacip oruçlar da vakit bakımından belirli ve belirsiz diye iki kısma ayrılır.


a) Belirli vacip; belli bir günde tutulmak üzere adanan oruçtur.


b) Belirsiz vacip; herhangi bir gün, ay veya hafta belirlemeden tutmak üzere adanan oruçtur. Adanan itikâf oruçları birer belirli vaciptir, itikâf zamanlarına mahsustur.


3- Nafile Oruçlar: Nafile oruçlar; sünnet, müstahap, mendup diye isimlendirilirler. Bir gün öncesi veya bir gün sonrasıyla beraber tutulan Aşure Günü orucu; ‘Eyyam-ı Bîz’ denilen her hicrî ayın on üç, on dört ve on beşinci günleri tutulan oruç; zilhiccenin başından itibaren tutulan dokuz gün oruç ve şevval ayında tutulan altı gün oruç sünnet oruçlardandır.


4- Mekruh Oruçlar: Ramazan Bayramı’nın birinci gününde, Kurban Bayramı’nın dört gününde oruç tutmak tahrimen mekruhtur. Bununla beraber bu günlerde tutulan oruçlar geçerlidir.


Nevruz ve Mehrican Günleri’nde kasten tutulan oruçlar tenzihen mekruhtur. Bu günlerde oruç tutmakla bu günlere hürmet edilmiş olur. Hâlbuki bu günlere hürmet haramdır. Eğer âdet üzere (Eyyam-ı Bîz, Pazartesi-Perşembe oruçları gibi) tutulan bir oruç, bu günlere rastlarsa, oruç tutmak caiz olur.


Tek başına cuma, tek başına cumartesi veya sadece Aşure (Muharrem’in onuncu) Günü’nde oruç tutmak tenzihen mekruhtur.


İftar etmeden iki gün üst üste oruç tutulması da mekruhtur. Buna "Savm-i Visal" denir.


‘Şek günü’ denilen günde ramazan orucuna veya vacip bir oruca niyet ederek tutulan oruç da mekruhtur.


Bir kadının, kocasının izni olmaksızın nafile oruç tutması mekruhtur. Kocası dilerse bu orucu bozdurabilir. Kadın daha sonra kocası izin verince veya yalnız kalınca, bozmuş olduğu orucu kaza eder.


Bir ücret karşılığında çalışan kimse, işinde eksikliğe veya aksaklığa sebep olacaksa, işverenin rızası olmadıkça nafile oruç tutamaz. Fakat böyle bir duruma sebebiyet vermeyecekse, işverenin iznine gerek kalmadan nafile oruç tutabilir.


Orucun Şartları


Orucun farz oluşunun şartları:


Müslüman olmak.


Akıllı olmak.


Buluğa ermiş olmak.


Orucun yerine getirilmesinin (edasının) şartları:


Sıhhatli olmak.


Mukim olmak.


Orucun edasının sıhhat şartları:


Hayız ve nifastan temiz bulunmak


Niyet etmiş olmak. 


Ramazan Ayının Sabit Olması


Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ramazan ayının hilalini gördüğünüz zaman oruç tutunuz. Ve (yine ramazanın sonunda şevvale ait) hilali gördüğünüz zaman iftar ediniz. Eğer gökyüzü size kapalı olursa şâban ayının günlerini otuza tamamlayınız.” (Buhârî) Bu hadîs-i şerife göre ramazan ayı iki şeyden biriyle sabit olur:


Gökte bulut, duman, toz gibi hilali görmeyi engelleyecek herhangi bir engel bulunmadığı zaman ramazan ayının hilalini görmekle sabit olur.


Gökte hilali görmeyi engelleyecek engel bulunduğu zaman ise, şâban ayını otuz güne tamamlamakla ramazan ayına girmiş sayılır.


Şaban ayının yirmi dokuzuncu günü güneşin batışından sonra insanların hilâli araştırmaları bir görevdir. Ramazan ayının yirmi dokuzuncu günü de, güneşin batışından itibaren şevval ayının hilâli araştırılır.


 


Ramazan hilâlinde hava kapalıysa; hilalin görüldüğüne müslüman, âkil, bâliğ ve âdil (erkek veya kadın) bir kişinin şehadeti yeterlidir.


Hava açık olunca; haberleriyle ilim sabit olacak bir insan topluluğunun hilali görmesi lazımdır. Bunların sayısını belirlemek idarecinin içtihadına bağlıdır.


Şevval (bayram) hilâlinde ise hava kapalı olunca; adalet sahibi iki erkeğin veya bir erkek ile iki kadının şehadetleri kabul olunur, bir kişinin şahitliği yeterli olmaz.


 


Ramazan, otuz güne tamamlandıktan sonra şevval hilali görülmese dahi ertesi günü bayram yapılır.


Ayın doğuşu, coğrafî konumlara göre değişebilir. Oruç hususunda doğuş yerlerinin çeşitliliğine itibar edilmez. Fetva buna göredir.


Oruç hususunda ayın doğuş yerlerinin çeşitli oluşuna veya hilalin hesapla belirlenmesine itibar edilmemesi, şu hadîs-i şerife dayanmaktadır: "Hilali görünceye kadar oruç tutmayın, hilali görünceye kadar da yemeyin. Bulut araya girerse ayı takdir edin." (Buhârî, Savm 11)


Bu hadise göre oruç ile iftar, hilâlin görülmesine bağlanmıştır. Bu sebeple Müslümanlardan bir kısmının hilali görmesi ile şart gerçekleşmiş ve oruç tutma veya bayram yapma tüm Müslümanlar için sabit olmuş olur.


Ramazan orucuna başlanması veya bayram yapılması için adalet sahibi vakit uzmanlarının sözlerine başvurulup vurulamayacağı hususunda sahih kabul edilen görüş, bu konuda onların sözlerinin kabul edilmeyeceğidir. Hatta bir vakit uzmanı, yaptığı hesap ile kendisi bile amel edemez.


Oruç, hiç bir zaman değişmeyecek, temelli ve basit olup herkes tarafından anlaşılarak kabul edilecek olan bir delile bağlanmıştır ki, o da hilalin görülmesidir.


Orucun Vakti


Orucun vakti, ikinci fecirden başlayarak güneşin batışına kadar devam eden müddettir.


Niyet


Niyetin Mahiyeti


Niyetin yeri kalptir. İbadetlere niyette asıl olan kalp ile niyet etmektir. Oruçta da sadece kalp ile niyet etmek yeterlidir. Oruç için sahura kalkılması da bir niyettir. Niyetin kalple beraber dil ile de yapılması menduptur.


Ramazanın her günü için ayrı bir niyet gereklidir.


Oruca Niyetin Vakti


Ramazan orucu, günü belirlenmiş adak orucu ve nafile oruçlarda niyet, akşam namazı vaktinin girmesiyle başlar, ertesi gün öğle namazına 1,5 saat kalana kadar devam eder. Zira niyet, şer’î günün çoğunluğunu kapsamalıdır.


Keffaret, kaza, günü belirlenmemiş adak oruçlarında ise imsak vaktine kadar niyet edilmesi gerekir.




Bu haber 2930 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
FOTO GALERİ
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
SON YORUMLANANLAR HABERLER
SON HABER YORUMLARI
Tevfik kum
17-12-2023 14:33:00

Çokbeyeniyorum
ozguraytar063@gmail.com
08-12-2023 11:24:00

Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun
Erdal özdemir
15-10-2023 21:32:00

Allah rahmet eylesin

Erdal özdemir
15-10-2023 21:31:00

Allah rahmet eylesin
Gungor sen
31-08-2023 17:16:00

Adam gibi adamsın.slm olsun
Seydi Ahmet YAVUZ
22-06-2023 20:26:00

Allah rahmet eylesin, Mekânı Cennet olsun
Nurettin Yağdıran
22-06-2023 16:52:00

Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun
Allah kabrini cennet eylesin
21-01-2023 11:10:00

allah kabrini cennet eylesin
YUKARI