Afyon Kocatepe üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde 2015-2016 eğitim öğretim yılında sürdürülen iki çalışma daha yeni araştırmalara vesile olacak şekilde Lisans Bitirme Tezi olarak tamamlanmıştır.
Döğer Tarihi başlıklı ilk çalışma insanlığa madden ya da manen karşılıksız hizmeti işaret eden, "öncelikle aileme hayırlı bir evlat, hayat arkadaşıma iyi bir eş ve çocuklarıma iyi bir baba olabilmenin gayreti" içerisinde mensubu olduğu Döğer Kasabası’na fayda sağlayacak işler yapmayı daima hayal ettiğini ve hedeflediğini dile getiren eğitim öğretim yılının Fen Edebiyat Fakültesi birinciliği ödülünü kızı ile alan Sıtkı Sara'ya ait. Kervansarayına ağırlık veren bir kaç araştırmadan sonra Döğer'in tarihine yönelik çalışma mahalli kültüre olduğu kadar Türk Milli Kültürüne de hizmet etmektedir. Araştırma, daha güzel eserlerin ortaya çıkmasına vesile olacak bir adımdır. Zira bütün uzun soluklu işler hemen herkesin dile getirdiği, önceden fark etmese sonradan hakkı teslim edilerek, hep küçücük bir adımla başlamıştır.
İkinci araştırma Şuhut ilçesinin Antik Dönemine aittir. Antik Synnda Kenti başlığını taşıyan çalışmada ülkemizde antik kentler üzerinde sınırlı ve belirli incelemelerin yapıldığına işaret edilip, Türk araştırmacıların görevlerine temas edilmiştir. "Düşünüp araştırmayan bir toplum yok olmaya yüz tutmuş bir toplumdur" diyen Osman Yurtoğlu, çalışmasında çeşitli çalışmaları sentezlemesinin yanında bugüne ulaşan kalıntılardan da 112 adet görsel mataryel sunmuştur. Bunlar arasında müzelerde bulunanlar yanında Antik Kent Sur Blokları, Höyük Kalıntıları, İşlenmiş Mermer Kalıntısı bilhassa Efe Köy yakınında yer alan Roma Yolu resimleri dikkat çekmektedir. Bu yolda herhangi bir karayolu çalışması yapıldığında Roma Yolu tamamen yok olacaktır. Anadolu coğrafyası, çok mühim tarihi bir zenginliğini daha yitirecektir.
Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde tamamlanan Döğer Tarihi ve Antik Synnda Kenti başlıklı Bitirme Tezlerinin Danışmanı Doç. Dr. Turan Akkoyun, "bu topraklardan aldığımızı bu topraklara vermeye devam ettiğimiz takdirde Türklüğün ikinci anavatanında ebedî olacağını" dile getirmiştir.