Uçak alacağına teröre karşı araç/gereç alsana
Yeniçağ gazetesi yazarlarından İsrafil K.Kumbasar ın köşe yazısı.....

Uçak alacağına teröre karşı araç/gereç alsana



Uçak alacağına teröre karşı araç/gereç alsana

İhaneti ‘sorgulamaya’ kalkışanların yasadışı soruşturmalarla baskı altına alındığı, ihanete ‘çanak tutanların’ yasal düzenlemeler ile önlerinin açıldığı ‘puslu ortamı’ fırsat bilen bölücü terör örgütü, ilan etmiş olduğu sözde ateşkesi bir kenara bırakarak yeniden saldırıya geçti.

Diyarbakır’ın Lice ilçesinde pusu kuran teröristler, yola döşedikleri ‘amonyum nitrat’ destekli mayını, kablolu ateşleme sistemi ile patlattı.
Havaya uçan araçta bulunan 9 asker şehit oldu.

Saldırının ardından düzenlenen bilgilendirme toplantısında konuşan Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, şöyle dedi:

- “Şunu hiç bir zaman unutmamalıyız ki, terörle mücadelede karamsarlığa yer yok. Buna girdiğiniz an kaybedersiniz. Güvenlik kuvvetlerimiz, polisimiz, terörle mücadeleye dünden daha kararlı, daha azimli olarak devam edecektir.”

Eminiz ki, her zaman olduğu gibi yine şehit cenazeleri için törenler düzenlenecek, yüreği yanık vatandaşlar yine “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” diye haykıracak, iktidar temsilcileri yine “Döktükleri kanda boğulacaklar” diye nutuklar atacak.
Sonra yine herşey unutulacak.

Herkes teröristleri ‘dağlarda’ arıyor.Oysa teröristler, TBMM’de oturuyor.

DTP’li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, 8 Ocak 2009 tarihinde yaptığı bir konuşmada aynen şöyle diyordu:

- “Bu halkın dilini, kültürünü ve kimliğini kabul etmeyenler, 20 yıl içerisinde verilen mücadele sonucu bunu kabul ettiler. Eğer böyle devam ederse, yakında bu toprakların adını da kabullenecekler.”
DTP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ise 27 Nisan 2009 tarihinde Hakkari’de yaptığı konuşmada aynen şu ifadeleri kullandı:

- “29 Mart 2009 seçimlerinde Türkiye içerisindeki Kürdistan sınırlarını belirledik. Yani Van’ı aldık. Siirt’i aldık. 86 yıllık geleneği bozarak Iğdır’ı aldık. Hakkari’de yüzde 90’lara varan oy oranına ulaştık. Bu coğrafya Kürdistan coğrafyasıdır. Bugün bu ülkede sayın Abdullah Öcalan, bu halkın iradesidir. Gücünüz varsa önce bize dokunun.”
Peki bu konuşmanın ardından, “Ne diyorsun sen ulan edepsiz” diye birisi ortaya çıkıp da kendisine ‘dokunmaya’ kalkıştı mı?
Bir Cumhuriyet Savcısı çıkıp yakasına yapıştı mı?
Ne yazık ki hayır.

‘Teröre karşı mücadele eden’ kurumun başındakiler, işi gücü bırakmış, malum ‘yıpratma kampanyalarına’ cevap vermekle uğraşıyorlar.
‘Teröre karşı etkin tedbir alması gereken’ iktidarın başındakiler ise, işi gücü bırakmış, o ‘yıpratma kampanyalarına’ çanak tutuyorlar.
Ülke kaynaklarını har vurup harman savuruyorlar.

‘Başbakana’, içerisinde ‘her türlü konforu’ barındıran, ‘son teknoloji ile donanmış’ yeni özel uçaklar satın alıyorlar.
‘Cumhurbaşkanının’, ‘Meclis Başkanının’, ‘bakanların’, milletvekillerinin’,  ‘bürokratların’ altına lüks otomobiller çekiyorlar.
Makam odalarını ‘yurtdışından’ ithal ettikleri özel yapım mobilyalar ile yeniliyorlar.
Bir Allah’ın kulu da çıkıp yakalarına asılmıyor:

‘Başbakan’a uçak almak için bir çırpıda ‘50 milyon doları’ gözden çıkarmayı biliyorsunuz da, peki ‘terörle mücadelede’ kullanmak üzere geliştirilmiş olan son teknoloji ürünü araç ve gereçleri satın almayı niçin aklınıza hiç getirmiyorsunuz?

Milletin parasını ‘yerli yerinde’ kullanmak yerine, neden ‘kendi rahatınız’ için harcıyorsunuz?Hiç mi Allah’tan korkmuyorsunuz?


YENİÇAĞ-İSRAFİL K. KUMBASAR


Tarih: 07.05.2009 01:50