SEVDİĞİM ADAM EVLİ


Filiz BAHÇIVAN YAZIYOR...
111
 
 


Pek sevgili gıybet sever arkadaşlar, dedikodu kazanını kaynatmaya başladığınızı farkındayım. Ancak sizi hayal kırıklığına uğratacağım. Çünkü konunun benimle uzaktan, yakından alakası yoktur.
Neyse! Konuya gelelim.

 Şu İtiraf sitesi var ya, bir dönemler pek bir merak sarmıştım.
Yazılan itirafları okudukça bazılarında çok ağlamış, bazılarında çok gülmüştüm. Düşünmüştüm de, empati de kurmuştum, dikkatimi çeken yorumları dostlarımla paylaşmıştım. Sonra ne oldu, nasıl oldu hatırlamıyorum hiç ilgilenmemeye başladım.

Neyse Geçtiğimiz gece fecebook sayfamda benzer bir grup sayfasına dahil edilmişim. Merak edip sayfaya girdim ve neredeyse tüm yorumları birer birer okudum. Yorumlar arasında en fazla dikkatimi çeken bir Hanım'ın yorumu oldu.
Hanımefendi yorumunda evli bir adamı sevdiğini ve bir çıkmazın içinde olduğunu belirtmiş.
Ve Yorumuna şöyle devam etmiş. "Lütfen yargılamadan, aşağılamadan bana yol gösterin".

Boşanmış çocuğu olmayan genç bir kadınım. İlk eşimden beklediğim sevgi ve ilgiyi göremedim. Her ne kadar sevgi açlığı çekiyor olsam da hayatıma uzun bir süre kimseyi almayı düşünmüyordum. Ancak bazen yürek mantığı devre dışı bırakabiliyor. İtiraf etmeliyim Onu ilk gördüğüm de tek bir bakışı ile aşık olmuştum, kalbime bir sıcaklık akmıştı.

Evli olduğunu kısa bir süre gizledi. Sonrasın da vicdanına yenik düşerek itiraf etti.
Öğrendiğimde başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüştü damarlarımda akan kanların yaktığını hissediyordum. Baştan bilseydim bir şey değişir miydi? samimi olmak gerekirse bilemiyorum. İlk zamanlar eşinden ayrılacağını, benimle evleneceğini söylüyordu. Ama zaman geçtikçe onunla birleşmemizin imkânsız olduğuna inanmaya başladım. Defalarca ayrılmak istediğim halde, bir şekilde beni ikna etmeyi başardı. Kısacası bir çıkmazın içindeyim. Ne gide biliyorum, ne de kala biliyorum.

İkinci kadınların hikayesi hep aynıdır aslında. Ve tüm bu hikayelerde yalan var, umutsuzluk var, bekleyişler ve boş ümitler var. Mutluluk yok mu derseniz var tabii. Küçük şeylerle mutlu olmayı biliyorsanız çok küçük mutluluklar var. O da zaten yaşanılan acıların arasında kaybolur gider.
İkinci kadınların hikayesi nasıl aynıysa, evli adamların hepsinin aşağı yukarı bahanesi de aynıdır. Karısını sevmiyordur, çocukları için dayanıyordur. Eşiyle aralarında hiçbir cinsel çekim kalmamıştır, geceleri kardeş kardeş uyuyorlardır. Bu bahanelere nedense ikinci kadın denen arkadaşın inanması son derece kolaydır. O çocuklar yok mu? Ah o çocuklar. İnsanın elini ayağını bağlarlar. Bu bahaneleri asla yemeyin sevgili hanımlar!

Evli erkek, bir kadın için her anlamıyla yanlış seçimdir. Boşanacağını söyleyerek farklı bir ilişkiye başlamak isteyen bir insanı sorgulamak bile boşa geçen zamandır. Çünkü böyle erkekler bekar kadınlara boş vaatler verir, karısını sürekli kötülerken yüzleri bile kızarmaz. Karısını bile kötüleyen, zevkleri uğruna tüm değerlerini ayaklar altına alan bir erkeğin, sevgisini, saygısını, merhametini varın siz düşünün.

Her kadın sevdiği adamın gözdesi, biricik sevdiği olmak ister. Kimse bir erkeğin ikinci kadını olmak istemez. Peki kim bu evli adamların aklını başından alan kadınlar? Ve amaçları nedir? Gelin onları tanıyalım.
Ben aslında bu kadınları iki gruba ayırmak istiyorum.
1) Evli olduğunu bile bile bir başka kadının kocasına asılan, tabiri caizse yapışan, olmadık bahanelerle adamı ayartmaya çalışan, hiç durmadan arayan, bol dekolteli elbiseler giyip etrafta Afrodit edasıyla dolaşan, Adam'ın sunacağı sevgiden çok harcayacağı parayla ilgilenen, hayatlarını gezmeye, eğlenmeye adamış gereksiz kadınlar.

2) Hayatları boyunca mutluluğu tatmamış, kimsesi olmayan, sevgiden yoksun, belki maddi, belki de manevi yoksunlukla mücadele eden, sırtını yaslayacağı bir dayanak arayan ve iki güzel kelimeye tav olan çaresiz kadınlar.
Her halükarda iki gruba ayırdığım kadınların yolu aynı yöne çıkıyor. "Yuva yıkan kötü kadın". Bir diğer adıyla "METRES".

Toplumda dışlanan, erkeklerin boşanmasına sebep olarak gösterilen ikinci kadınların aslında böyle bir gücü yoktur. Çünkü bütün erkekler düzen düşkünüdür. Ve hiçbir erkek çok büyük bir sorun olmadan düzenini bozmak istemez.
Eğer ayrılma söz konusuysa da bu ikinci kadın yüzünden değildir. Genelde birinci eş aldatıldığını öğrenir ve ilişkiyi bitirir.

Tüm bunların bilincindeyseniz ve buna rağmen küçük de olsa bir umutla ilişkiye devam ediyorsanız kendinizi kandırmaktan vazgeçin derim. Âşık olduğunuz adam hiçbir zaman sizin olmayacak. Hele ki çocukları varsa. Asla boşanmayacak, düzenini bozmayacak. Ama hakkı varmış gibi sizden de vazgeçmek istemeyecek.
Her defasında sizi hayatında kalmanız için bir şekilde ikna edecek.
Ve siz duygularınıza yenilip bu ilişkiye devam ettikçe kişiliğiniz yerle bir olacak. Her zaman o adamın gözünde ikinci sınıf muamelesi göreceksiniz.

Keşke diyeceksiniz sürekli. Keşkeler hayatınızın bir parçası olacak. Çektiğiniz onca acıları, sıkıntıları hatırlatmama gerek yok sanırım.
"Keşke" demek istemiyorsanız üç kişilik aşk üçgeninin parçası olmamaya çalışın. Bu ilişkiye başlamışsanız, size ne kadar zor gelse de mantığınızı devreye sokarak bitirmeye çalışın.

 Filiz Bahcıvan 

 



Tarih: 13.02.2022 13:10