MENEMEN OLAYLARI


Filiz BAHÇIVAN YAZIYOR...
111
 
 


            Yaşamı boyunca Menemen deyince sadece domatesli soğanlı biberli yumurtalı bir yemek anlayan kaç kişi var bilmiyorum. Menemen yemesini de bilir ve severiz ama, genelde Menemen sözcüğü bize hep bir acıyı, 25 yaşında gencecik bir öğretmenin o sırada askerliğini yapmakta olan Kubilay'ın, gericiler tarafından öldürülmesini anımsatır.

Türkiye, İslam'ı kendine göre yorumlayarak referans alan, muhafazakâr kesimin hassasiyetini kullanan iki ayaklanma yaşadı.

Birincisi kendini "Mehdi" olarak tanıtan bir kişinin 23 Aralık 1930 günü, yani Cumhuriyet'in 7'inci yılında Menemen de başlattığı ayaklanma.

İkincisi: "Kâinatın İmamı" olarak sunulan bir kişinin 15 Temmuz 2016 günü, yani Cumhuriyetin 93'üncü yılında başlattığı ayaklanma.

Birinci ayaklanmada, Cumhuriyetin genç bir yedek subay öğretmeni katledildi, iki bekçi ile birlikte.

İkinci ayaklanmada meclis bombalandı, halk üzerine kurşun ve bomba yağdırıldı ve 250 ölü 2200 yaralı.

Birinci ayaklanmada kendini "mehdi" sanan Giritli Derviş Mehmet'in yanından Şamdan Mehmet Sütçü, Mehmet Emrullahoğlu, Nalıncı Hasan, Alioğlu Hasan ve Çakıroğlu Ramazan ile korkutulmuş sıradan kişiler vardı.

İkinci ayaklanmada: "kâinatın imamı" olarak sunulan Fethullah Gülen'in yanında subaylar albaylar, yarbaylar, generaller, valiler, savcılar, açığa çıkmamış siyasiler ve devletin istihbaratına sızmış yüksek diplomalı kişiler vardı.

Birinci ayaklanmada, ellerinde tüfek, tabanca, bağ testeresi.

İkinci ayaklanmada: uçaklar, helikopterler, tanklar, toplar, bombalar ve uzun menzilli silahlar vardı.

Muhafazakâr kesimin büyük şairi Necip Fazıl: Menemen olayı için, "Ne 31 Mart ne Şeyh Sait İsyanı ne Ağrı hareketi, mahiyet ve ruh olarak Menemen hadisesiyle boy ölçüşemez" demişti.

O gün Türkiye nüfusu 14 milyon, Menemen ise yaklaşık 5 binlik bir ilçe idi.

Kendini "Mehdi" ilan eden Giritli Derviş Mehmet'le birlikte 6 kişi: 23 Aralık 1930 günü Menemen'e gelir. Sabah namazında halk Cumhuriyete karşı kışkırtılır. Ardında 70 bin kişilik halife ordusunun olduğu, katılmayanların kılıçtan geçirileceği söylenir. Şehrin meydanına yeşil bir bayrak dikilir. Halk, verilen korkuyla çevresinde toplanır.

Olaya müdahale için, yedek subay öğretmen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay görevlendirilir.

Kubilay bir manga askerle gelir. Kalabalığa dağılmalarını söyler. Kalabalıktan ateş açılır. Kubilay yaralanır. Bunun üzerine askerler ateşle müdahale ederler.

Ancak kullanılan mermi manevra mermisidir, etkisi olmaz. Bunu fırsat bilen elebaşı Derviş Mehmet, "bize kurşun işlemez" diyerek halkı daha da tahrik eder, yaralı olarak yakındaki bir caminin avlusuna sığınan Kubilay'ın başını keser.

Olay üzerine askeri birlik gelir. Olay bastırılır ve suçlular yakalanır. Divan-ı Harp kurulur: 2200 kişi sorgulanır. 36 kişiye idam verilir. 28 kişi asılır.

Elbette olay Ankara'da büyük bir infial yaratmıştır.

Elbette henüz 7 yıllık olan Cumhuriyet'i sarsmıştır bu olay.

İstanbul'da bulunan Atatürk'e iletilir. Bölgede sıkıyönetim ilan edilir.

Cumhuriyet tarihinde, unutulmayan büyük kırılma böyle yaşanmıştır.

Bir ölçüde de olsa, kurucuların kimyasını bozmak isteyen arkadaki derin irade, hedefine ulaşır olmuştur.

Derviş Mehmetler: 70'li, 90'lı yıllarda da çıkmıştı ortaya.

O gün, Derviş Mehmet gibilere Menemen de Kubilay'ın kafasını kestiren irade, 70'li, 80'li, 90'lı yıllarda, Maraş katliamını, Çorum katliamını, Sivas'ta Sivas katliamını yaratmıştı. 

Çünkü o gün, Menemen olayında halkla Cumhuriyeti karşı karşıya getirmek isteyen irade Maraş, Çorum, Sivas olaylarında inanç gruplarını karşı karşıya getirmek istemişti.

Amaç: cumhuriyetin kimyasını bozmak, toplumun siyasal ve sosyal uyanışını kırmak, ülkedeki siyasal birliği sarsmaktı.

Ama Derviş Mehmetler 2000'li yıllarda da çıktı ortaya.

İnancını Amerika'nın hizmetine sunmuş bir cemaatin, 15 Temmuz 2016 kalkışmasıyla.

İşte asıl görülmesi gereken ve de asıl temizlenmesi gereken tehlike, Menemen şehir meydanında Kubilay'ın kesik başı ile verilen mesajın arkasındaki irade idi.

Ne yazık ki arkasında derin güçlerin bulunduğu bu irade, bugüne kadar görülmemiş, görülememiş ve sorgulanamamıştır.

Filiz BAHÇIVAN



Tarih: 26.12.2022 19:41