ZAMAN KARDEŞLİK KÖPRÜSÜ KURMA ZAMANI


Filiz BAHÇIVAN YAZIYOR...
111
 
 


Yazacak o kadar çok şey var, lakin yazmaya mecalim yok.

Öyle büyük bir deprem izlediğimiz görüntüler adeta mahşer günü gibi.

Deprem ülkesiyiz daha önce de oldu ama bu başka.

On il, binlerce yıkılmış bina. Bu durumun izahı yok.

Elinde tuttuğu muhabbet kuşuyla 55 saatin ardından enkazdan çıkarılan küçük Berat, 15 yaşındaki ölen kızının; Irmağının elini bir an için bırakmayan Mesut amca. Enkazdan kurtarılan bir yaşındaki Masal bebek ve onu emzirerek 56 saat hayatta tutan hamile annesi… Cenazesini, ‘ailesinden birini’ poşetle bagajın arkasına koyduktan hemen sonra kendisine uzatılan mikrofonda öfkesinden acısını dahi yaşayamayan amca. Hikayelerin ağırlığı bütün bir kentte sanki. Yüreklerimize, zihinlerimize çökmüş. Kimsede mecal bırakmamış.

Hayat ile memat arasındaki zaman diliminin ne kadar az, perdenin ne kadar ince olduğunu tekrar hatırlattı bize bu felaket.

Yıktı geçti adeta şehirleri.

Hatay diye bir şehrin kalmadığı, buranın şayet yeniden yaşanabilir bir hale getirilmesi isteniyorsa baştan sona imar edilmesi gerektiği söyleniyor.

Bahsi geçen şehirleri gidip görenlerin içi sızlıyor. Anlatırken gözleri doluyor, dilleri dolaşıyor. "Anlatılmaz yaşanır" diye bir tabir vardı ya,  hakikaten de o tabir vücut buluyor insanlarda.

Evet ülkemiz olağanüstü bir afet yaşadı. Sıkıntıları her geçen gün daha büyüyecek. Ve bizim tam da şimdi güçlü olmamız gerekiyor.

Şimdi kardeşlik zamanı. Şimdi fedakârlık zamanı. Şimdi yardım zamanı. Şimdi paylaşma, bölüşme zamanı. Şimdi kardeşlerimizin acısını hissetme zamanı. Şimdi acilen kardeşlerimizin yanında olma zamanı.

Elimizden ne gelir? İmkân ölçüsünde tabii.

Onlarca sivil toplum kuruluşu var. Devlet var.  Kime güveniyorsanız, hangisine yakınsanız, kime inanıyorsanız. Onunla ulaştırın yardımınızı.

Çok veren maldan, az veren candan. Buradaki kasıt cimrilik değil, gönül genişliği.

Sonrasında, enkazlar kalkacak, yeniden hayat düzene sokulacak. Şimdi sahada binlerce insan var. Olduğu yerde her türlü yardımı ulaştıran. Arama kurtarma uzmanları var. Diğer hizmetlerde görev alanlar var. Nakliyesinden, çorba dağıtana kadar, herkes orada. Hepsine ihtiyaç var. Herkes elinden geleni yapıyor.

Süreç uzun. Bu organizasyonu zamana yaymak gerekir. Konaklamasından, yardıma varıncaya kadar. Öyle bir köprü kurmalıyız ki, aniden geri çekilmemeliyiz. O insanlar acılarıyla baş başa bırakılmamalı.

Türkiye'nin dört bir yanından kardeşlik köprüsü kurmalıyız.

Orada kardeş ailelerimiz olmalı.

Hatta, onları misafir etmeliyiz.

Eğer insan isterse olur. İstersek oluruz.

Tarih boyunca her düştüğümüz yerden milletçe ayağa kalkmışız.

Yeniden başarabiliriz.

Allah aramızdan ayrılanlara rahmet eylesin.

Yaralılarımıza acil şifalar versin.

Yakınlarını kaybedenlere sabırlar versin.

                                                                                                

Velhasıl.

Bundan sonrasına sonra bakarız.

Kim ne yapmış?

Neler yapmamış?

Kimler görevini ihmal etmiş?

Kimler milletin verdiği görevi kötüye kullanmış?

Zamanı gelir, ona da tine bu millet bakar, görür.

Ama şimdi yaraları sarma ve kardeşlerimize sahip çıkma zamanı.



Tarih: 20.02.2023 10:13