Refet Bey’le Yazışmalar |
çok ivedidir 22.7.1919
1828
2. Samsun’a çıkarılan taburun, buradaki Hintli Müslümanları değiştirmekle birlikte, özellikle Sivas’ta bulunduğunuzu sandıkları yüce kişiliğinize karşı bir korkutma amacı da güttüklerini, İngilizlerle görüştüğümde anladım. Beni İstanbul’a gitmeye kandırmak için, Kavak’ta bulunduğum sırada bir İngiliz binbaşısı geldi. İngilizlere gösterdiğim direnmeden yararlanarak, sizi güçten düşürmek için beni aldırdıklarını açıkça söyledi. Sizin öteki dayanağınız Kâzım Paşa imiş; onun için Kâzım Paşa, İngilizlerin direnmesini gerektirecek bir ipucu vermemelidir. Ferit Paşa’nın, görevden çekilirken, Kâzım Paşa’yı vekil olarak ataması, İstanbul’dakilerden kimisinin kötü bir düşüncesi olmadığını gösteriyor. Ama İngilizlerin direnmesi karşısında bir şey yapamazlar. Kâzım Paşa’nın vekilliğe atanması da Salâhattin Bey’in Sadık Bey hesabına buraya gelmediğini kanıtlar.
Zeki
108. | Bunlar sana Allah’ın ayetleri. Hak olarak okuyoruz sana onları. Allah, âlemlere zulüm istemiyor. |
109. | Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. İş ve oluşlar Allah’a döndürülür. |
110. | Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz: İyilik ve güzelliği belirlenmiş olana özendirirsiniz, kötülük ve çirkinliği belirlenmiş olandan sakındırırsınız, Allah’a iman edersiniz. Ehlikitap da iman etseydi, kendileri için, elbette hayırlı olurdu. İçlerinde müminler vardır ama onların çoğu sapıkların ta kendileridir. |
111. | Biraz eziyet dışında size asla zarar veremezler. Sizinle savaşırlarsa size sırtlarını dönerler. Sonra onlara yardım da edilmez. |
112. | Allah’tan bir ipe ve insanlardan bir ipe tutunmaları dışında, nerede bulunsalar üzerlerine zillet damgası vurulur. Allah’ın hışmına uğramışlardır. Üzerlerine miskinlik damgası vurulmuştur. Bu böyledir. Çünkü onlar, Allah’ın ayetlerine küfrediyor, haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı; isyan etmişlerdi, zulüm ve azgınlık sergiliyorlardı. |
113. | Ama hepsi bir değildir. Ehlikitap içinden Allah için baş kaldıran/Allah huzurunda el bağlayan/hak ve adaleti ayakta tutan/kalkınıp yükselen bir zümre de vardır; gece saatlerinde secdelere kapanmış olarak Allah’ın ayetlerini okurlar. |
114. | Allah’a ve âhiret gününe inanırlar, iyilik ve güzelliği belirlenmiş olana özendirirler, kötülük ve çirkinliği belirlenmiş olandan sakındırırlar. Hayır işlerde yarışırcasına koşarlar. İşte bunlar hayra ve barışa yönelik hizmet üretenlerdendir. |
115. | Yapmakta oldukları/yapacakları hiçbir hayır, nankörlükle karşılanmayacak/karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah, takva sahiplerini çok iyi bilmektedir. |
116. | Küfre sapanlara gelince, onların malları da çocukları da kendilerine Allah’a karşı bir yarar asla sağlamayacaktır. Ateşin dostlarıdır onlar. Sürekli kalacaklardır onun içinde. |
117. | Bu dünya hayatında harcamakta olduklarının durumu, bir rüzgâr örneğine benzer: Onda kavurucu bir soğuk vardır. Öz benliklerine zulmetmiş bir toplululuğun ekinine değmiş de onu mahvetmiştir. Allah onlara zulmetmedi, onlar kendilerine zulmediyorlardı. |