Ahlaksız Papaz Rasputin


 
 


        Grigory Rasputin olarak bilinen “gizemli” papaz, Çarlık dönemi Rusya’nın en ibretlik kişiliklerinden biridir. Gregory Efimoviç Rasputin, bir köylü ailesinin çocuğu olarak, 1869’da dünyaya geldi. Serseri bir gençlik yaşamı vardır.Gençiğinde hırsızlık yapması nedeniyle kiliseye kapatılmıştır. Kilsede aldığı eğitimin ardından, Ortodoksların “hain” bir tarikat olarak telakki ettikleri Skopsty ile tanıştı. Bu tarikatın müritleri, “Tanrı’ya ulaşmanın tek yolunun günah işlemek” olduğunu vaaz ediyorlardı ve bu, Rasputin’e oldukça çekici gelmişti.

     Grigory Rasputin olarak bilinen sapık ve Ahlaksız papaz, inanılmaz bir ikna gücü vardır, konuştuğu insanları hipnotize ederek kendi hayran kitlesine katar. İktidar hırsıyla dolu bu din adamı, 1911 yılında Sibirya’dan, dönemin başkenti St. Petersburg’a gider.. Birkaç yıl içinde, Çarlık Rusyası’nın en etkili kişilerinden biri haline gelir.

      Alkole ve kadına düşkünlüğü ile tanınan, Günah işleyerek Tanrıya ulaşmaya çalışan Rasputin’in başdöndürücü yükselişi 1904’te doğan “tahtın varisi olan Hemofili hastası olan bebeğin tedavisi için devreye girer. Bakışları ve dokunuşuyla veliaht prensi iyileştirir. Bundan sonra artık, Rasputin’in yolunda diken, önünde yokuş kalmaz. Kavuştuğu prestijin kazandırdığı özgüven ile Çar’a siyasal konularda fikirler vermeye başlar.,Devlet ve ordu yönetimine karışmaya başlar. Rus Ordusu’nu adeta kendi ordusu haline getirir.

Çariçe Alexandra, Rasputin’in, Tanrı tarafından gönderilmiş bir aziz olduğuna inanır. Ve o andan itibaren Rasputin’i yanından ayırmaz. Üstelik, Rasputin hemen hiç yıkanmayan bir adam olmasına rağmen!Kısa sürede sarayda dedikodular ortaya çıkar. Rasputin, Çariçe ve onun dört kızı ile ahlaksız ilişkilere girmektedir. Rasputin ise, bu dedikoduları haklı çıkarmak için elinden geleni yapmakta, içki masalarında “Çariçe ve kızları ile maceralarından” bahsetmektedir.

Bir süre sonra Rasputin, olanları duyan Çar’ın karşısına çıkarılır. Çar Nikola, ona sürgün cezası verir ama Rasputin şehri terk eder etmez, Bu sırada küçük Alexis önlenemeyen  bir kanamaya tutulur. Bunun üzere Rasputin hemen geri çağrılır ve çocuğu kurtarır. Bu andan itibaren, kendisine bağımlı hale gelen Çar ve Çariçe’ye her alanda isteklerini dayatmaya başlar. Dış politikadan ekonomiye kadar birçok alanda, sahip olduğu diğer ilişkilerin de tavsiyeleriyle, adeta ülkeye hükmetmeye başlar.

Kanlı bir iktidarın tepesinde oturan Rasputin’in sonuda kanlı olur. Prens, Aralık 1916 tarihinde St. Petersburg’daki sarayında verdiği bir davete Rasputin’i de çağırır. Fakat onu, özel görüşmek bahanesiyle davetten önce getirtirterek  bodrum katında bir odaya indirirler; İkramda kusur yoktur. Kendisine ince ince hazırlanmış siyanürlü kurabiyeler ve içine siyanür katılmış şarap ikram edilir. Papaz Rasputin, Prens’in ne anlatacağını beklerken bir yandan kurabiyeleri yer diğer yandan şarabını içer. Yüksek miktarda verilen zehirden Papazın ölmediği gören Prens, Papaza iki el ateş ederek başından ve boynundan yaralar.Yaralanan Papaz komplocuların şaşkınlığından yararlanarak kaçmaya başlar.Papaz Rasputin sarayın bahçe duvarını aşacak iken tekrar vurularak yere yığılır. Komplocular Öldürdükleri düşündükleri  bu tehlikeli adamın cesedini birde Neva Nehri’ne atarlar. Ceset birkaç gün sonra nehirden çıkarılır. Sonuç Rasputin, kurşunlardan değil ciğerine dolan sudan dolayı boğularak ölmüştür.

Sonuç Olarak Bu papazın Ülkemizde yaşamadığına sevindim ve Allah’ıma şükrettim. Düşünün Ülkemizde siyaset yapsaydı öze değil söze bakan insanların oranı % 52 de kalmazdı.

 

 



Tarih: 29.07.2019 22:31