Birinci Dünya Savaşı sonrasında,Mondros Mutarekesi ve Sevr Antlasmasıyla yurdumuz düşmanlar tarafından paylaşılmıştı.Bunu Kabul edemeyen Mustafa Kemal 19 mayıs 1919 da Samsun’a çıkarak Kurtuluş Savaşı’nı
başlatmıştı.Amasya Genelgesi’nin ardından,Erzurum ve Sivas Kongreleri yapıldı.Daha sonra Ankara’ya gelerek,23 Nisan 1920 de TBMM’ ni kurdu.Ülkenin heryerinden gelen temsilcilerle,yurdumuzu kurtarmak için” Misak-I Milli sınırlar içinde vatanın bir bütün olduğu ve asla paylaşılamayacağı düşüncesi”yle kurtuluş için çareler aramaya başladı.Hemen düzenli bir ordu kurarak savaşmaya başladı.1. ve 2. İnönü Savaşları kazanılınca ,yunan ordusu yeniden saldırıya geçti.Mustafa Kemal ordularına;”Hattı müdafaa yoktur,sathı müdafaa vardır.Bu satıh bütün vatandır.Vatanın her karış toprağı,vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz”emrini verdi.
Bu zaferden sonra,1922 Ağustos ayına kadar hazırlıklar tamamlandı.26 Ağustos 1922 de düşmana saldırıya geçildi.30 Ağustos da Mustafa Kemal’in başkomustasında kazanılan ilk zaferdi .Bu savaşa “Başkomutanlık Meydan Muharebesi”denildi.9 Eylül 1922 de düşman ege denizine döküldü.
Bu yüzden her yiı 30 Ağustos geldiğinde,dünyaya TÜRK’ün gücünü hatırlatmak için kutlama yaparız.
Atatürk’ün ve Kurtuluş Savaşı’nda can veren şehitlerimizin kemikleri sızlıyor mu acaba diye düşünmekten kendimi alamıyorum.Herbir santimine kan döktüğümüz bu vatanın ordusunu dağıtıp,ülkesine aşık askerlerini hapishanelere doldurup,üstelik vatan haini damgasını vurup,topsuz-tüfeksiz ülkemizin bölünmesine seyirci kalan,hatta düşmanla işbirliği yapan gerçek vatan hainleri…Size sesleniyorum.Atın üstünüzden şu ATATÜRK ve Cumhuriyet düşmanlığını…Damarlanızdaki asil kana dönün ve bir sorun kendinize”Ben kimim ve ben ne yapıyorum?”