Döğer Belediyesinde uzun zamandan beri perde gerisinde şeffaf olmayan bir yönetim mevcut.Yapılan işlerden Belediye Meclisinde görev alan meclis üyeleri habersiz. Gerekli açıklama yapılmıyor. Bizim elde ettiğimiz haberlerin doğruluğunu teyit etmek için yaptığımız görüşmelerde meclis üyelerinden " Bu konuda bir bilgimiz yok" cevabını alıyoruz. "Belediye de işler Başkan ve bir-iki kişi ile yapılıyor.Bir önceki dönem meclis üyeleri belediyeyi zarara uğratmaktan yargılanıyor. Bu meclis üyeleri dava konusu olan işçi kıdem tazminatlarının ödenmesi konusunda mecliste her hangi bir oturum olmadığını söylüyor ve kararın altında imzalarının olup olmadığını bilmiyorlar. Aynı şekilde bu dönemde meclis toplantılarında kararlar meclis üyeleri tarafından okunmadan yüzeysel geçiliyor.Çoğu işten haberimiz olmuyor,Belediyenin işleri hakkında başkan bize herhangi bir açıklama yapmıyor" diyorlar. Döğer Belediye Başkanı Ömer GÜNGÖR ise yanıtını beklediğimiz konularda açıklama yapmamak için elinden geleni yapıyor.      Tek başına iktidarın vermiş olduğu güçle rehavete kapılan ve her şeyi ben bilirim edasınına kapılan Başkan ile meclis üyeleri aldıkları kararlarda muhalefet partisinin meclis üyelerine ve halka bilgi vermekten kaçınıyor.Belediyenin aylık toplantılarında alınan kararları okutmadan alelacele imzalatmakla muhalefeti köşeye sıkıştırma peşinde.Yaptığı işlerde hesap vermemeyi prensin edinip,işler hakkında soru sorulmaması için elinden geleni yapmaktadır.       2004 Yerel Seçimlerinde  meydanlarda bas bas bağıran Ömer GÜNGÖR "KAPALI KAPILAR ARDINDA SİYASET YAPIYORLAR.BU KAPALI KAPILAR ARDINDA RANT PAYLAŞIMI VAR.BİZİM DÖNEMİMİZDE BUNLAR OLMAYACAK" diyordu.2009 yılına geldiğimizde yine seçim meydanlarında yine bir gafı daha oluyor. "5300 KİŞİNİN HAKKINI 10 TANE İŞÇİYE YEDİRTMEM". diyor.       Döğer Belediyesi yönetiminde yapılan işlerle, söylenen sözler arasında çok çelişki var.Başkanın ve yönetiminin kamuoyunu aydınlatmaması bu çelişkilerin rant konusu olduğunu gündeme getiriyor.Prefabrikler başta olmak üzere şaibe gürüntüsü veren konularda Başkanının açıklama yapması ve Döğer kamuoyunu aydınlatması gerekir.      Nerden çıktı böyle bir ön yargı derseniz; Yapılan ihaleli ve ihalesiz işlerin yandaş kişiler tarafından yapılması, Oy vermeyenlere belediye hizmetlerinde  çeşitli zorlukların çıkarılması önemli konular. Ömer GÜNGÖR'le birlikte Döğer Belediyesinin kurumsallaşma döneminin bittiğini ve 3. sınıf bir taşeron belediyesi haline geldiğini görüyoruz. Belediyenin başına geçtiğinden itibaren Belediye işçilerinin işten çıkarılması ile başlayan yönetim anlayışı dışarıdan bakınca yandaşları kayırmaya dönüştüğü görülüyor. -5300 KİŞİNİN HAKKI      İlk iş olarak çöp ihalesinin gerekli çalışmaları yapılmadan ihale edilmesi, Belediyeye ait su işlerinin bakım ve onarımın da hizmet alımına gidilmesi, işçilerin işten çıkarılmasının ardından o dönemlerde sigortasız işçi çalıştırılması, İşyerlerinde muhalefet olan kişilere ihale ile yerlerinin kiralanması, kendi taraflarında olan kişilere ise ihale yapılmadan işyeri kiraya verilmesi ve işyerlerinde kira  artırımına gidilmemesi gibi...     Muhalefet olan İlyas SAVAN'ın kahvehanesinin kapattırılması.Bu kahvehanenein spor kulubü adı altında taraftarlarına işlettirmesi, Seydiahmet SAVAN'ın icrada ihale ile aldığı ortaokul binasının verilmek istenmemesi için yapılan engellemeler.     Yapılan işlerde ihale sürecinden önce alacak kişilerin belli olması. 5300 kişinin hakkı ile sayın GÜNGÖR 5 AY 29 günlük belediyeye seçim dönemi iş sözü verdikleri kişilerin işe alınması... -GELELİM KAPALI KAPILAR ARDINDA NELER OLUYOR?     Çöp ihalesi,garaj ihalesi,pazaryeri ihalesi ve şimdi ise gündemin en önemli konularından birisi HURDA PREFABRİKLER. Bu prefabrikler Fevzi ÇALIŞIR'a ait.Yada vatandaş tarafından söylenen ise belediyeye ait. Hatta belediye bu prefabrikleri daha almadan nakliye ücretini ödemiş,Belediye almadan önce nakliyesi yapılan prefabriklerin indiriminde belediye işçileri çalışmış. Alım ihalesi ise ayrı bir gizem taşıyır.Kamuoyu bu ihaleden habersiz.      Kasabamız köy ile kasaba arasında sıkışmış kalmış. Ne köy olabiliyoruz ne de kasaba. Türkiye'de tüm belediyeler sıfırdan büyük işler yaparken Döğer Belediyesi ise hurda malzemeler ile halkı kandırma ve can güvenliğini tehdit etmektedir.     Bir haber yaptık Bu prefabrikler kime ait? diye.Belediye Başkanından konuyla ilgili cevap bekledik. Kendisinede köşe yazarımız vasıtasıyla haber verdik açıklama bekliyoruz diye.Sayın GÜNGÖR aradan aylar geçmesi ve bu haberin geniş bir yankı bulması bile kendisini rahatsız etmemiş ve umursamamıştır.     Yerel yönetimlerin yaşanabilir bir çevre için devamlı yaptıkları yatırımlar ile bulundukları yerleşim bölgelerini temiz ve yaşanılabilir kılmak için elinden geleni yapıyorlar.      Son olarak İhsaniye Belediyesinin hibe alarak yapmış olduğu  Çöp Toplama İstasyonunun doğayı temiz tutmak için yapılan yatırımlardan bir tanesi. Kapalı Spor salonu sıfır malzeme kullanılarak yapıldı. Betonarme -Travers fabrikası yap işlet devret modeli ile bedavaya yapıldı.İş sahası açıldı.      Bizde ise Döğer nasıl kalkınır derdi yok.Yandaşları nasıl kalkındırabiliriz düşüncesi hakim.      Bu gün insanını düşünen yerel yönetimler bu prefabrikleri almayı bir kenera bırakın görüntü kirliliği yapıyor diye yerleşim yerlerine sokmuyorlar.Burada bir fark var. Kurumsal Belediyeler hizmette kaliteyi artırırken , Şeffaf yönetimi benimserken bazılarıda 3. sınıf taşeron gibi çalışıyor, kaliteyi ortadan kaldırıyor.    6+1=7 milletvekilide olsa , tek başına iktidarda olsa bir şey değişmiyor.     Son olarak şunu belirtmeden geçemiyeceğim.    ŞÖYLE BİR TARİHE BAKIN.TEK BAŞINA İKTİDARIN BELEDİYE BAŞKANI OLUPTA MAZBATASINI DAHİ TESLİM EDEMEDEN GİDEN VE DÖĞERE HALEN GELEMEYEN,GELSEDE 1 AY DÖĞERDE DURAMAYAN BELEDİYE BAŞKANIDA OLDU.