Son zamanlar da sık sık duyduğumuz, gördüğümüz bir durum memnuniyetsizdik. 

"Neden herkes bu kadar memnuniyetsiz?" Mutsuz olmaktan bahsetmiyorum, evet birçoğumuzun mutluluk kavramıyla ilgili de sıkıntılar var fakat mutlu olabilme durumunu bir şekilde çözümleyebiliyoruz. Memnuniyetsizlik bir hastalık gibi birimizden diğerine yayılıyor. 

Ne kazanılan paralar, ne dolaptaki giysiler, ne de gidilen tatiller. 

Yıllarca koca bulma uğruna kendilerini helak eden kızlarımız, evlendikten sonra bol kısırlı mercimek köfteli altın günlerinde beylerinden ne kadar memnuniyetsiz olduklarından dert yanıyorlar. Yıllarca çocuk hasretiyle yanıp tutuşan çiftler, evlat sahibi olduktan sonra bezmiş yüz ifadesiyle uykusuz geçirilen gecelerden şikâyet ediyorlar. Bu örneklerden daha onlarcasını sayabilirim. 

Şöyle de bir gerçek var, sıkıntıya gelemiyoruz. Hayatımızda her şey güllük gülistanlık olsun istiyoruz. 

Pandemi döneminde bu özelliğimizi bir kez daha kanıtladık. Evlerde sıkıldık, daraldık, isyan ettik yetmedi kuralları çiğnedik vs. 

Peki hiç düşündünüz mü geçmişte yaşasaydınız nasıl bir hayatınız olurdu?

Misal 1900 yılında doğduğunuzu düşünün. 28 Temmuz 1914 yaşınız 14. Henüz ergenlik çağındayken dışarıda oyun oynayacak yaştayken 1. Dünya Savaşı çıkıyor. Dünyanın neresinde olursanız olun, hangi ülkenin vatandaşı olursanız olun bu savaştan sizde nasibinizi alıyorsunuz.  Yaklaşık 22 milyon insanın öldüğü bu savaş 1918'de bittiğinde 18 yaşındasınız. 

11 Mart 1918 İspanyol Gribi, savaş biter ancak günümüzde yaşadığımız corona salgını gibi İspanyol gribi ortaya çıkıyor. Yaklaşık 50 milyon insanı 2 yıl içinde öldürüyor  ve siz hala şanslıysanız bu salgın bittiğinde 20 yaşında oluyorsunuz. 

19 Mayıs 1919 Kurtuluş Savaşı. Osmanlı Devleti'nde yaşayan biri olsanız bu savaşa yakından şahit olacaksınız. Yaklaşık 3 yıl süren bu savaş 1922 Mudanya Ateşkes Antlaşması ile son buluyor. Tabi ki de yaşınız 23. 

Savaşlar, salgınlar bitti derken gençlik çağlarınızı da ekonomi bozuyor. 24 Ekim 1929 Büyük Ekonomik Buhranı, başka bir anlamıyla Kara Perşembe. 

Tüm dünyayı etkisi altına alan bu küresel çaptaki ekonomide milyonlarca insan bir ekmeğe muhtaç kalıyor ve siz hala da hayattaysanız 29 yaşında oluyorsunuz. 

Daha başımıza ne gelebilir ki derken 1 Eylül 1939 da 2. Dünya Savaşı başlıyor. Yaklaşık 6 yıl süren bu savaşta 60 milyona yakın insan hayatını kaybediyor. Savaş başlarken yaşınız 39, biterken 45 yaşındasınız. 

Yavaş yavaş hayatınızın sonlarına doğru, normal şartlarda emekli olacağınız bu yaşlarda Kore de yaşasanız 25 Haziran 1950 Kore Savaşı (yaş 50).

Vietnam da yaşasanız 1 Kasım 1955 Vietnam Savaşı (savaş başlarken yaş 55 biterken 75), Türkiye'de yaşasanız 12 Eylül 1980 Darbesi ve hala da hayattaysanız yaşınız 80. 

Ortalama bir insanın ömrü 80 olarak hesaplasak ömrümüzün neredeyse tamamını savaşlarda, açlıklarla geçirecektik. Şimdi doğduğumuz tarihe ve yaşımız kaç olursa olsun yaşadığımız zamana ne kadar az şükrediyoruz. 

 Filiz Bahcıvan