Bugun...
AHLAKİ ÇÖKÜNTÜ İÇİNDEYİZ


Filiz BAHÇIVAN YAZIYOR...
111
 
 

     Eski zamanları benim gibi özleyen, ara ara anarak duygusallaşan  var mı içinizde?

       Hani İlkokula siyah önlükle gidildiği yıllardan bahsediyorum. Öğle yemeklerinin sefertasıyla evden getirildiği. Bütün çocukların büyüyünce ya doktor ya öğretmen olmak istediği.

       Sınava girerken okunmuş pirinç tanesi yuttuğu yıllar. Çocukların sokakta korkmadan oynadığı. Evde hazırlanmış pide içiyle fırına yollandıkları yıllar. 

       Komşunun komşuya yan gözle bakmadığı, namusunu iffetini kendi namusu gibi koruduğu yıllar. Genç kızlarla erkeklerin uzun uzun bakıştığı, sonra çıktıkları yıllar. Kuytu pastanelerde buluştukları. Sevgililerin babalardan gizlendiği. Bekaretin itinayla korunduğu yıllardı.

         O kadar güzelken biz, ne oldu da bu kadar çirkinleştik. Ne derseniz deyin, değiştik. Her alanda ahlaksızlık, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtekarlık, cinayet ve tecavüz aldı başını gidiyor. Bazen hayata sağlam bir dip temizliği lazım diye düşünüyorum. Aslında içini tüketenleri temizlemek yerine teker teker yok edip kurtulmak vardı ya. Neyse. Şiddet yanlısı olduğumu düşünmeyin sakın.

           Sadece çoğu zaman, toplumun ahlaksal çöküşü ile dinsel yetersizliklerin beraberinde getirdiği kaygı verici olayları duydukça az buçuk çileden çıkıyorum. Hadi buyrun! Yazacağım olay karşısında kendini tutabilene aşk olsun. Kaynanasıyla birlikte olan damat, aile faciasına neden oldu. Eşini kaybeden kaynana ile birlikte olan damat, ilişkinin ortaya çıkmasıyla yaşanan tartışmada, gelinin dayısını öldürdü. İçimden bir ses dürtüp duruyor, gerçekten oluyor mu böyle şeyler? Bir kaynana ve oğlum dediği adam. Neresinden bakarsak bakalım mide bulandırıcı bir olay.          Açık ve net söylüyorum. Sittin sene geçse aklım ermeyecek dünyevi tutkuların sahip olma hırslarının nedenine. Ve mantığım asla kabul etmeyecek böylesi ahlaksızlığı. Öyle dengesiz dengelerin kurulduğu bir ülkedeyiz ki Din diyoruz, namus diyoruz ve bunların zıttı bir durumla karşılaşıyoruz. Aile içi cinsel istismar, ensest ilişkiler, erkeğin erkeğe, kadının kadına ilgi duyması gibi hissedilen sapkın duygular, henüz eli, ayağı, poposu minicik bebeklerin tecavüze uğraması; vb olaylar, her geçen gün biraz artarken, bir çoğumuz büyük endişe ile paranoya deryasında yüzüyoruz.

          Tüm bu saydığım çirkinliklerin altında yatan tek neden, dinsel yetersizliklerdir. İslamiyet'in, menfaatler uğruna fersah, fersah satıldığı günümüzde Lut kavminin uyanarak aramıza sızmış olması bizi çok da şaşırtmamalı. Bugün çirkin utanmazlıklarda bulunan cinsel sapkınlık gibi konuların oldukça yoğun yaşandığı toplumun bazı kesimleri dinin hikimlerini bildikleri halde, azgınlık ve sapkınlık yapmaktan çekinmezler. Dahası kendilerine Allah'ı hatırlatan her şeyden, herkesten kaçarlar. Ancak unutukları çok önemli bir şey var. Nereye kaçarlarsa kaçsınlar Allah, onları görür ve duyar. Biz, onlardan önce nice insan nesillerini yıkıma uğrattıki (şimdiyse) onlardan hiçbirini hissediyor veya onların fısıltılarını duyuyor musun? (Meryem Suresi.98)

           Yüce Allah, dilediği anda, dilediği toplumu helak edebilir. Ya da dilediğini dünyada güzel bir hayatla yaşatır, ahirette azaplandırır. O'nun her şeye gücü yeter. Düşünüyorumda! Allah belki de bu sebeple İslam alemine bela üstüne bela, musibet üstüne musibet veriyor!. Uyanmamızı; silkelenip özümüze dönmemizi istiyor. Umarım çok geç olmadan bir gün hepimiz uyanırız.

 





YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI