Bugun...
AÇ KALMAYACAĞIMIZ 1 MAYISLARA


Ümran ÜNLÜ YAZIYOR...
111
 
 

 

Ülkede adalet,hak,hukuk çığlıkları gittikçe yükseliyor…O çığlıklarla birlikte bazılarında korku da dağları aşıyor…

 

Bektaşiye sormuşlar"İçki içer misin"uzatarak cevap vermiş"akşamdannnnnn akşamaaaaa"

"namaz kılar mısın"hızlı hızlı cevap vermiş"bayramdan bayrama,bayramdan bayrama"

Ne zaman doyacak sizin aç gözünüz?Ne zaman bitecek insanın insana zulmü?Nasıl sona erecek insanın insanı sömürmesi?

Yetmedi mi bu uğurda dökülen kanlar,yitirilen canlar,yetmedi mi…İnsanca yaşamayı istemek,çocuklarının karnını doyurabilmek,en temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek neden suç bu dünyada?

Dünyadaki diğer canlılara şöyle bir bakın…Vahşi diye ödümüzün koptuğu hangi hayvan karnı tokken saldırıp canını alır,başka bir canlının…Düşününce en vahşi varlık ne yazık ki insan geliyor aklıma.

Adına av dediği bir spor yaratmıştır kendince,durup dururken yavrusu olan bir canlıyı öldürüp,bir kenara atar,ya da içini doldurtup çevresindekilere gösteriş yapar.

Üç kuruşluk bir menfaat için,bir insanı hiç vicdanı sızlamadan evinden barkından eder,o da yetmez hiç gözünü kırpmadan öldürür.

Bir bakın dizilere…Kim kimi aldatmış,kim kimi dolandırmış,kim kimi nasıl öldürmüş,Hangi duygularını ve insanlığını yitirmiş bir insan başka bir insanı nasıl ölüme göndermiş…

Aklı başında mantıklı bir insan çok fazla bir şey istemez bu hayattan.Bir işi olsun,emeğinin karşılığını alabilsin,başını sokacak bir yuvası olsun,çoluk çocuğunu harama el uzatmadan insanca yaşatabilsin…

Bu devran böyle gelmiş;Böyle gider mi dersiniz…

1880′li yıllarda , beden gücü kullanılıyordu ve çalışma şartları çok kötüydü.Gözü bir türlü doymayan patronlar özellikle küçük çocukları karın tokluğuna ve günde 15 saate yakın çalıştırıyordu.

Şirketler durmadan büyürken , işçilerin güvenliği, sağlığı, örgütlenme ve grev gibi en temel hakları göz ardı ediliyordu.

1881 de yarım milyon işçiyi temsilen ”Örgütlü Meslek ve Emek Birlikleri Federasyonu” kuruldu ve “8 saatlik iş günü” mücadelesini başlattı.

ABD’nin Şikago kentinde 40 bin tekstil işçisi bir eylem başlattı ama bu eylem kanla bastırıldı.

Yine bir fabrikada günde 8 saat çalışmak için greve giden,1.400 kişi işten atıldı. Bu tarihlerde greve gidenlere ateş açıldı ve 4 işçi öldü.

Bu saldırılar işçileri daha da yüreklendirdi ve mücadele gücü kazandırdı.ABD ve Kanada’da sendikalar haklı mücadeleleri için, 1 Mayıs 1886′da 350 bin işçiyi greve başlattı. İşverenler böyle bir kararlılıkla ilk defa karşılaşıyordu. Bu ülkelerde hayat durdu. Işçiler kendi güçlerinin farkına varmışlardı. İşçilerin birleşmeye başladığını gören işverenler grev kırmak için sokak çeteleriyle anlaştı. Çetelerle birlikte polis de işçilere saldırdı.Pek çok işçi öldürüldü. Sanki karşılarında kanlı katiller vardı.

Hükümet ve işverenler birleşerek, sert önlemler almaya başladılar. İşten çıkarmaya ve baskı kurmaya devam ettiler.Bu da yetmedi olayları başlattığını düşündükleri 8 işçiyi idam cezasına çarptırdılar.

Bu 4 yürekli insan:Albert PERSONS, Adolph FISCHER, George ENGEL ve August SPIES idi. 1 Mayıs 1886 da 8 saatlik iş gücü için mücadele verdiler diye, idam edildiler. Albert PERSONS’na eğer özür dilerse affedileceği söylendi.Bunun üzerine bu işçi mahkeme karşısında “Bütün dünya biliyor suçsuz olduğumu, eğer asılırsam cani olduğumdan değil, emekçi olduğumdan asılacağım”dedi.

Cenaze törenlerine 100 binlerce insan katıldı. ABD’de gerçekleşen bu olaylar dünya işçi örgütlerini harekete geçirdi. II. Enternasyonal 1889′da Paris’teki

kongrede, Amerika’daki işçileri desteklemek için, dünya çapında eylemler düzenledi. 1890′nin 1 Mayıs’ından itibaren,”Ulusal Birlik, Mücadele ve dayanışma Günü” olarak kabul edildi.

 

Böyle gitmesin artık bu devran,dönsün ve hak yerini bulsun…İnsanoğlu çok şey istemiyor,sadece insanca yaşamak…

 

Kimler ve neden alıyorsunuz bu hakkı ellerinden…

Patron da kazansın işçi de,bu o kadar zor degil ki…Kazandığının yarısını bile işçine versen o da insanca yaşasa ve sende yüzde beş yüz yerine yüzde elli kazansan namusunla,kul hakkı yemeden,helal tarafından olmaz mı!Hem sen hala fabrika üstüne fabrika açmaya devam edersin,hem işçin insanca yaşar, hem de çocuklarının boğazından helal lokma geçer.En önemlisi de çocuklarının yüzüne utanmadan bakabilir,başını yastığa koyduğunda huzurla uyuyabilirsin…

 

Ne yazık ki hükümetler de zenginleri destekler,hiçbir zaman işçinin ve emekçinin yanında yer almazlar.Çünkü o para babaları seçim zamanı açar kesenin ağzını,kaz gelecek yerden tavuk esirgemez,seçmenin ağzına bir parmak bal sürer,çeşitli vaatlerle istediğini seçtirir ve seçilenleri de kukla gibi oynatır kendi menfaatleri doğrultusunda…

 

İşte bu nedenledir ki eğitim sistemleri değiştirilmez,belli bir zümrenin eğitimine dönük sistemler yerleştirilir,halkın büyük bir kesimi cahil bırakılır ki,istedikleri gibi yönetebilsinler…

 

Taşeron işçilere kadro verilecek dendi,göstermelik bir grup için yapıldı...

Öğretmenler mezun oldu öğretmen açığı olduğu halde tayinleri yapılmadı...

Doktorlar,hakimler,savcılar,polisler,rektörler her birisine çeşitli suçlar yaratılarak yerinden,yurdundan,ekmeğinden,aşından,işinden edildiler...

 

Tarım işçisinin hakkı verildiği için mi durmadan tarım ürünlerini dışarıdan satın alıyoruz...?

Hayvancılıkla uğraşanların hakkı verildiği için mi dışarıdan et satın alıyoruz...?

 Günde 18 saat yerin altında çalışan madenciye sormuşlar. "Sosyalizm nedir ?" diye. Madenci cevap vermiş: "Güneşi görmektir..."

 

Bu yıl Coronavirüs salgını yüzünden  1 Mayıs meydanlarda kutlanamıyor.

Sosyal medya üzerinden bir “miting” ve konser düzenleniyor.

1 Mayıs bu yıl coronavirüs pandemisi yüzünden getirilen toplumsal kısıtlamalar nedeniyle bütün dünyada ve  Türkiye’de de sınırlı bir biçimde kutlanıyor.  İstanbul Valiliği’nden daha önce izin almış olan sendika ve konfederasyon temsilcilerinin Cumhuriyet Anıtı’na çiçek bırakması planlandı.

Planlandı da her zamanki gibi birilerinin işine gelmedi ve İstanbul’da Taksim Meydanı’nda Cumhuriyet Anıtı’na çiçek bırakmak isteyen  25 kişilik DİSK üyeleri, Beşiktaş’taki Genel Merkez binası önünde toplandı.Sokağa çıkma yasağı gerekçesiyle polis DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve  15 kişiyi gözaltına aldı.

DİSK”Kanlı 1 Mayıs” olarak anılan 1977’deki kutlamalar sırasında Kazancı Yokuşu’nda 34 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından Taksim’de kutlama yapılması her yıl tartışmalara neden oluyor.”

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu “Gözaltındayız! Bugün Türkiye’nin dört bir yanında işçi arkadaşlar çalışıyor o kamu düzeni bozulmuyor ama işçilerin #1Mayıs kutlaması kamu düzenini bozarmış!İktidar öyle bir virüs keşfetti ki işçiler çalışırken bulaşmıyor, sosyal fiziki mesafeyi koruyarak Taksim 1 Mayıs meydanında çelenk bırakırken bulaşıyor! Bu virüsün adı vahşi sermaye düzenidir! Bu düzene karşı Yaşasın 1 Mayıs“ dedi.

 DISK-ENERJİ-SEN”Pandemi sürecinin başından beri  işçiler de evde kalabilsin diye mücadele ediyoruz. İşçileri sahaya sürmekte sakınca görmeyenler 1 Mayıs ‘ta Taksim Meydanı’na çelenk bırakmak isteyen Genel Başkanımızın da aralarında olduğu DİSK yöneticilerini gözaltına aldı.Teslim olmayacağız!”

TIP”1 Mayıs yasaklanamaz! Aralarında TİP MK üyemizin de bulunduğu, Taksim anıtına çelenk bırakmak üzere bir araya gelen emek bileşenlerine ve DİSK üyelerine yapılan polis saldırısı ve gözaltılar utanç vericidir, kabul edilemez!Arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın!”dedi .

Polis tarafından gözaltına alınan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve diğer üyeler serbest bırakıld

İşçinin,memurun,emekçinin,emeklinin açlık sınırının altında yaşadığı ülkemde 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun..

 




YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI