Geçtiğimiz günler de Elazığ depremi ile yandı canımız. Elbette ki ateşin düştüğü yer kadar istesek de olamaz. Lakin herkes içini dışını kötü gün de koyar ortaya. Kimileri ırkçılığa döktü, kimileri siyasete. Yaşayan bilir oysa, nasıl ki ağıran yerimizi kıpırdatasımız gelmez, gerçek acıyı yaşayanların çocuğunun sesi kısıktır. Meydan laklakçılara şakşakçılara kalır...
Bir de madalyonun diğer yüzüne bakalım. Hiç ummadığımız hesapta yokken felaketler,acılar, en ağırı da ölüm bir bakıyoruz ki yanı başımızda...
Oysa yarına ne planlarımız vardır kimbilir. Güzel olan ne varsa taşımalıyız, düşünmeliyiz,planlamalıyız bunlar yaşamın gereği. Ya kavgalarımız? Az önce tartıştığımız insan ya birazdan yoksa...Bir gün önce kavga ettiğimiz akrabamıza,komşumuza deprem sonrası evimizi açmak durumunda kalırız belki...
Demem o ki değmiyor.
Oysa yarına ne planlarımız vardır kimbilir. Güzel olan ne varsa taşımalıyız, düşünmeliyiz,planlamalıyız bunlar yaşamın gereği. Ya kavgalarımız? Az önce tartıştığımız insan ya birazdan yoksa...Bir gün önce kavga ettiğimiz akrabamıza,komşumuza deprem sonrası evimizi açmak durumunda kalırız belki...
Demem o ki değmiyor.
Dünya yeteri kadar bir imtihan yeri ve bu imtihanların çoğunu insanlar birbirine oluşturuyor. Mümkün oldukça güzel yaşayıp,
güzel ölmeli...
güzel ölmeli...
Gamze Kara